..




 

KONU HAKKINDA FARKLI GÖRÜŞLER Anadolu Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı tarafından yapılan araştırmalarda, Dr. Ersin Yücel bazı bitkilerdeki zehirli maddenin insana sindirim, deri, solunum ve kan yolu ile bulaşabileceğini belirtiyor. Bu sebeplerden dolayı ceviz ağaçlarının insan yoğunluğundan uzak olan yerlere dikilmesi gerektiğini vurguluyor. Ceviz ağacı en görkemli ağaçlardan biridir ve yapısı gereği meyvesini yaklaşık 5-10 mm et kalınlığı olan yeşil bir doku ile koruma altına alır. Bu kabuk meyveyi böcek ve hayvan istilalarından korumak için geliştirilmiştir. Bu doku çatladığı zaman cevizin toplanma zamanı gelmiş demektir. Cevizin üstündeki bu kısım ayıklanır ve tat olarak çok kötü olduğu için tüketilmez. Bu doku bazı ilaçların yapımında ham madde olarak kullanılmaktadır. UZMANLARA GÖRE ZARARI YOK Bir başka iddiaya göre ise ceviz ağacının sülfür gazı salgılayarak zararlı bir hale geldiği şeklindeki iddialar tamamen asılsız. Bu görüşe göre; yoğunluğu farklılık göstermekle beraber ceviz ağaçlarının hemen hemen her kısmında ‘’juglon’’ adı verilen ve buna duyarlı bazı bitki türlerinin yaşam döngüsüne zarar verecek bir kimyasal ürettiği doğru ancak iddia edildiği gibi ceviz ağaçları yakınında ya da altında kendi fidanları da dahil hiçbir odunsu bitki fidanının yetişmediği bilgisi doğru değil. Juglon bir sülfür gazı ya da içinde sülfür bulunduran bir bileşik değil. Odunsu bitkiler de dahil olmak üzere ceviz ağacı ile uyumlu bir şekilde yetişebilecek bitki türleri mevcut. Juglonun insan sağlığına olumsuz bir etkisi olmadığı da belirtilmiş. İddiada belirtildiği gibi ceviz ağaçlarının kökleri de dahil birçok kısmı zehirli bir madde olan juglonu salgılıyor ancak bu madde insan sağlığı için zararlı olmadığı gibi iddiada belirtilenin aksine ceviz ağacının altında tüm odunsu bitki fidanlarının yaşamasına da engel değil. Juglonun bazı bitkiler üzerinde olumsuz etkisi bulunduğuysa doğru. BÖYLE BİR GAZ SALGILADIĞI DOĞRU DEĞİL İDDİASI Yurakıdaki görüşü savunanların bir diğer iddiası ise ceviz ağacının sülfür gazı salgılamadığı yönünde. İddianın ikinci kısmında ceviz ağaçlarının sülfür gazı salgıladığı ve bu gazın insanları sersemlettiği ancak ozon tabakasını tamir ettiği söylenmiş. Sülfür gazı ifadesi ile hangi kimyasalın kastedildiği açık olmadığından bu iddianın yanlışlanması biraz zor. Sülfür dioksit ya da hidrojen sülfür kastediliyorsa bu gazların zehirli olduğu doğru ancak ceviz ağaçlarının sülfür içeren bir gaz saldığına dair bilimsel bir kanıt bulamadık. SONUÇ OLARAK Ceviz ağaçlarının etrafında kendi fidanları da dahil odunsu bitki fidanlarının yetişmediği doğru değil. Ceviz ağaçlarının etrafında bu ağaçlar tarafından üretilen juglon isimli kimyasala duyarlı bazı bitki türleri yetişmiyor ancak hiçbir odunsu bitkinin yetişmediği iddiası yanlış. Ceviz ağaçlarının sülfür gazı salgıladığı iddiası için net bir bilimsel kanıt bulunamadı. Sülfürün ozon tabakasını onardığı iddiasıysa oldukça tartışmalı. Sülfürün küresel ısınmaya karşı kullanılması tartışılmakta fakat bu tartışmalarda ozon tabakasına verebileceği zararlar ve sebep olabileceği asit yağmurlarına dikkat çekilmiş.
..


. ..