..




 

Akşam gidildi. Hayırlı iş açıklandı. Esmanın keyfine diyecek yoktu. Zübeyir uzun boyluydu. Takım elbiseli ve kıravatlıydı. Şehre gelin gitmesi artık kesindi. Aylar geçti, töresel merasimler tamamlandı. Esma şehre gelin olmuştu. İki üç ay tatlı rüyalar içinde geçti. Evde bir kedi vardı. Her taraf kıl ile doluydu. Esma kedi tüylerinden de son derece tiksinti duyuyordu. Ama olsun, ahır kokusu değil ya diyor, kendi kendini teselli ediyordu. Birkaç ay daha geçince o kıravatlı Zübeyir bir köpek yavrusu getirdi eve. Sevimliydi hayvan. Esma da Zübeyir de dakikalarca köpekle oynuyorlardı. Kedi de onlara katlıyor ve çok zevkli dakikalar geçiriyorlardı. Aradan birkaç ay daha geçti. Esma’nın annesi kızını ziyarete geldi. Hamile kalıp kalmadığını da çok merak ediyordu. Kadın eve girdiğinde burnuna kesif bir köpek kokusu geldi. İçeri girince kokunun sebebini anladı. Odalar köpek kokuyor ve etrafta oturacak temiz bir yoktu. Her yerde kedi tüyleri bulaşmıştı. Sabah kahvaltıdan önce de Zübeyir ayrım saat kadar köpeği gezdiriyordu. Anne çok şaşırmıştı. -Kızım sen, ahır kokusundan kurtulmak için şehre gelin oldun.Hayvan tezek ve gübre kokusundan kurtulmak istiyordun. Nahıra hayvan katıp, almaktan usanmıştın. Şimdi görüyorum ki evin ahırdan beter kokuyor. Evde oturacak temiz yer yok. Esma derinden bir nefes alarak cevap verdi annesine. -İnsan ne isterse hayırlısını istemeliymiş anne. Öğrendim bunu ama iş işten geçti. Şehirli olmak böyle bir şeymiş meğer. RECEP ARSLAN..
..


. ..