Utkucu, su seviye değişimleri, su ve gaz çıkışlarının depremlerin habercisi sayılabilecek unsur ve belirteçlerden biri olduğunu dile getirerek, “Fakat deprem biliminde tek bir belirtece bakılarak deprem tahmini yapılmaz. Çok sayıda belirtecin aynı anda farklılık göstermesi lazım ve bunların da ölçülerek netleştirilmesi lazım. Dolayısıyla tek bir belirtece bakarak ‘deprem olacak’ demek bilimsel açıdan yanlış yargı olacaktır. Endişeye mahal yok, her zamanki gibi doğal süreç içinde yaşıyoruz. Bu fay hattına yakın yaşayan insanlar olarak 5, 4 büyüklüğündeki depremlere her zaman hazır olmamız lazım, su çıkışı olsun veya olmasın.” değerlendirmesinde bulundu.
Su seviyesinin düşmesi veya yükselmesinin faylar üzerinde depremleri tetikleyebildiğini, göldeki su seviyesinin oldukça düştüğünü belirten Utkucu, “Bunların hepsinin araştırılarak, ölçülerek, veriye dayandırılarak söylenenlerin beslenmesi lazım. Yoksa şu anki yaptıklarımız genel değerlendirmeler.” ifadelerini kullandı.
Dalgıç Bünyamin Erdoğmuş da yaklaşık 5 metre derinlikte 50 santimetre çapında oyuk olduğunu kaydetti.
Erdoğmuş, derinliği ölçmek için kayığın küreğini suya indirdiklerini aktararak, “Küreğin boyu yaklaşık 2,5 metre. Hava kabarcığının çıktığı oyuğun boyu yaklaşık 2,5 metreydi. Teknik konulara vakıf değiliz. Suda daha önce de kabarcıklar görüyorduk ama bu kadar tazyikli olanı ilk kez görüyorum ve şaşırdım.” diye konuştu.
Göle açılarak suda kabarcık oluştuğunu fark eden Güngör Demirci ise görüntülerden neticeye ulaşılmasını beklediklerini belirterek, gölde benzer durumlara rastladıklarını fakat buradaki “kaynama” nın fazla olduğunu ifade etti.