..




 

İşte Zerrin Özer'in açıklamaları.... "Benim anneme olan bağlılığım bütün idealimi ve istikbalimi kapattı. Yıllar geçtikçe diyorum ki beni öyle koruyup saklayacaktı. Amerika'ya gittik ayakta alkışladılar. Abacı ile beraber konsere gitmiştik. Ben bir jazz okudum, arkasından bir türküyü jazz versiyonuyla okudum tüm müşteriler ayağa kalktı. Sonra geldiler hemen çalışmayı buraya alalım dediler. Türkiye'ye döndüm, kapak resimleri, bilgileri yolladım. Tam yeşil kartı alıyorum. Annem "bana sormadan nasıl yaparsın" dedi. Anne beraber gidelim diyorum, "hayır başımıza bir şey gelir orada" diyor." ABİM DEDİĞİM İNSANIN TECAVÜZÜNE UĞRADIM "Öyle bir şey var ki, genç kızsınız ve aileniz böyle bir şeye çok önem veriyor. Türkiye böyleydi o zaman. Muhafazakar bir ailem vardı. Şimdi ki gibi artık böyle iğrenç bir hale gelmemişti." "Bir gün bu olay başıma bu olay gelmiş, dayak yiye yiye, yumruk yiye yiye. Üstümde 180 kilo bir adam. Bağırıyorum, ben onu hayatımda en yakın abim biliyorum. Ben o zaman başkasına aşığım ve bir tek ona anlatabiliyorum." "Annem Ankara'ya diğer ablamların yanına gitmişti. Tülay ablam burada, Sezen, Pakize abla ile çok yakın arkadaştı. Ben de evde tek kalıyorum, günlerce yorganı çekiyorum ağlıyorum. Diyorum ki, ben bunu Tülay ablama söylesem, Tülay ablam gider bu adamı vurur. Annem de bunu duyar kalp krizi geçirir. Ben aileyi bitirmiş olurum dedim. Susmam lazım dedim. Neler yaşadım bir Allah bir ben biliyorum."
..


. ..